Modern Optiğin Kurucusu: İbnü`l Heysem
İbn-i Heysem ve Karanlık Oda Deneyi
İbn-i Heysem’in ışık ile ilgili yaptığı çalışmalarda gerçekleştirdiği en önemli deney karanlık oda deneyidir. Bu deneyi yapmak için Heysem bir gün çadırını güneşin yoğun olduğu bir zamanda uygun bir yere kurdu. Çadırın dışarıdan ışık alabilecek her noktasını kapattı ve tamamen karanlık bir oda oluşturdu. Daha sonra bir noktada çadırda küçük bir delik açtı ve ışık ışınları bu küçük delikten içeri girmeye başladı. Çadırın iç tarafına ise dış ortam görüntüsü ters bir şekilde yansımış oldu. Bu ilk camera obscura yani karanlık oda adı verilen fotoğraf makinelerinin temel çalışma prensibini oluşturan sistemdir.
Bu sistem fotoğraf makinelerinin icadına sebep olduğu gibi teleskoplarında icat edilmesini sağladı. İbn-i Heysem deneyini gece uygulasaydı ışık yoğunluğu az olduğundan çadırın içinde görüntü oluşturabilmek için ışığın içeriye girdiği delik büyütülerek daha büyük oranda ışık toplanması gerekirdi. Bu prensibin temelinde teleskoplar icat edilmiştir.
Teleskoplarda ışığı toplayan kısımda büyük bir mercek vardır. Çünkü teleskop ile uzak noktaları görmek isteriz yani bu noktalardan gelen ışığın toplanıp görüntünün bize aktarılması gerekir. Işığı toplayan mercek ne kadar büyürse teleskopla daha uzak mesafeleri inceleyebiliriz. O yüzden yıldızları ve diğer galaksileri inceleyen teleskoplar çok büyük ışık toplaçlarına sahiptir ve ışığı yakalayabilmeleri için aynı bölgeye bir süre odaklanmaları gerekir. Hubble teleskobu gibi büyük teleskoplar da evrendeki diğer galaksileri gözleye bilmemizi sağlayarak evreni anlamamıza yardımcı oluyorlar. Kısacası, çadırın içinde başlayan bir görüntü ile evrenin en uzak noktalarını görebilmemizi sağlayan teknolojiye gelmemizi İbn-i Heysem’e borçluyuz.
İVEK © 2016 / Sitemizdeki yazı, resim ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz, kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
ZeplinGo® | Web Sitesi Tasarımı ile hazırlanmıştır.
İLETİŞİM